Belgrad hakkında kısaca;

Avrupa’nın en eski şehirlerinden biri olan ve tarihi M.Ö. 7000lere dayanan Belgrad, Beyaz Şehir anlamına gelen adını açık renkli Belgrad kalesinden alıyor. Daha önceleri Keltler, Romalılar, Bulgarlar, Bizanslılar, Macarlar ve Sırplara ev sahipliği yapan Belgrad, 1521 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilmiş ve tam 357 yıl Osmanlı egemenliğinde yaşamıştır. Şehir bu çok kültürlü kimliğini size kent mimarisinden yeme içme kültürüne kadar her alanda gösteriyor.

Yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı şehir Sırbistan’ın başkenti olmasının yanı sıra ülkenin politik ve kültürel merkezi konumunda.

Şehir ortasından geçen Sava Nehri nedeniyle iki yakadan oluşuyor. Old town denilen eski bölüm içerisinde en görülesi tarihi mekanları barındıran ve kültürel hayatın kalbinin attığı kısım. Nehrin karşı yakasında ise şehrin iş merkezi konumundaki Yeni Belgrad bulunuyor. Komünist dönemi hatırlatan bir çok blok ve büyük avmlerin yanısıra Avusturya-Macaristan döneminden kalan Zemun da bu yakada.

Neden Belgrad?

İçinde bizden de çok şey bulacağınız binlerce yıllık tarihi mirası, pek çok farklı kültürün derin izlerini taşıması, eski şehir içerisinde yer alan etkileyici mimariler, birbirinden şık restoran ve kafeleriyle klas atmosferi ve Avrupa’nın en iyisi olarak gösterilen eğlence hayatı sizi bu şehre çekecek etkenlerden bazıları.

Belgrad’a nasıl gidilir?

Türk Hava Yolları ve Pegasus’un yılın her günü tarifeli seferleri var. Fiyatlar makul, seferler çok. Yol boyunca Tuna Nehri’ni izleyerek geliyoruz ve yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra nehirlerin çoğaldığını farkettiğimiz yani Tuna ile Sava Nehri’nin kesiştiği yerde kendini gösteriyor bize bu güzel şehir.

Sırbistan vizesiz gidilebilen bir ülke mi?

Evet. Ama her ne kadar vizesiz gidilebilen bir yer olsa da Nikola Tesla Havalima’nına indiğinizde uçak çıkışındaki koridorda karşılıyor polis sizi. Bu noktada biz daha önceki Şengen vizelerimizi göstererek bir sonraki aşamaya yani Pasaport bankosuna geçtik ve burada da aynı yöntemi uyguladık. Süresi bitmiş de olsa eski pasaport ve vizelerinizi göstermek bu noktada işlemlerinizi hızlandırıyor. Şayet ilk defa yurtdışına çıkıyorsanız yanınıza mutlaka otel ve dönüş bileti rezervasyon çıktılarınızı almanızı ve banka hesap dökümünüzü bulundurmanızı öneririm.

Belgrad Nikola Tesla Havalimanından şehir merkezine ulaşım nasıl?

Havalimanından çıktığınızda hemen kapının önünde bekleyen A1 minibüslerine kişi başı 300 Dinar karşılığında binip merkeze gelebilirsiniz. Yine 72 numaralı otobüsü de kullanabilirsiniz. Ücreti daha uygun ama biz çok kolay konumda olan A1’i tercih ettik. Havalimanında ilk etap ihtiyacınız için döviz bürosu bulunuyor.

Belgrad şehiriçi ulaşım nasıl?

Şehirde ulaşım için bir çok alternatif mevcut. Tramvay ve otobüsler şehrin her noktasına gidiyor. Bunların içerisinde özellikle 2 numaralı tramvay öne çıkıyor. Zira bu tramvay eski şehri tam olarak turluyor ve gitmek isteyebileceğiniz en önemli noktaların önünden geçiyor. Taksi hususunda ise otelinizden çağırtmanızı tavsiye ederim. Biz kullanmadık ama korsan taksicilerin de olduğu ve fahiş fiyatlar istedikleri söyleniyor. Otelinizden resmi taksi tavsiyesi alabilirsiniz.

Belgrad insanları nasıl?

Sırplar gerçekten uzun boylu ve güzel insanlar. Kendilerine bakmayı, güzel giyinmeyi ve sürekli hareket halinde yaşamayı seviyorlar. İlk etapta soğuk gibi görünseler de her daim yardıma hazırlar.

Belgrad güzel bir şehir mi?

Kesinlikle evet. Belgrad’da ilk göze çarpanlar çalkantılı tarihine rağmen korunmuş harika binalar, her köşe başındaki kafelerde kahvesini yudumlayan insanlar, muhteşem börekler yiyebileceğiniz pastaneler ve cıvıl cıvıl uçsuz bucaksız parklar oluyor. İlk vardığınızda hemen hissedilen eski bir hava da mevcut şehirde. Hafif bir 90lar havası yansıyor şehirden ama her yerde yenilenme çalışmalarının olduğunu gördük.

Belgrad’da hava nasıl?

Belgrad’ın havası özellikle bizim gittiğimiz yaz aylarında oldukça sıcak ve nemli. Şehri çevreleyen nehirler burada tropik benzeri bir hava yaratmakta. Suyunuzu yanınızdan eksik etmeyin!

Belgrad ucuz mu?

Diğer Avrupa başkentlerine göre oldukça ucuz olan Belgrad’da uygun fiyatlara kaliteli konaklama ve yeme-içme imkanı bulabilirsiniz. Fiyatlar aşağı yukarı bizle eşdeğer. 120 Dinar’a (1 Euro) oldukça büyük ve doyurucu börekler yiyebilir, maksimum 2800 Dinar’a ( 23 Euro) ise iki kişi güzel bir mekanda son derece lezzetli bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Önerebileceğim restoranlar arasında bizim et yemeklerini çok beğendiğimiz Skadarlija bölgesindeki The Two Deer Restaurant (Dva jelena) ve hemen karşısında canlı müzik eşliğinde romantik bir akşam yemeği yiyebileceğiniz My Hat (Sesir Moj) Restaurant. Tabi bizim neredeyse her yemeğini tadıp bayıldığımız otelimizin restoranını da atlamayalım: Smokvica B&B.

Belgrad’da dil açısından zorluk yaşar mıyım?

Belgrad’da özellikle gençlerin çok iyi derecede İngilizce konuştuğunu söyleyebilirim. Ayrıca hemen her yerde Türkçe kökenli kelimelere rastlıyorsunuz. Yabancılık çekmeyeceksiniz!

Sırbistan’da Euro geçiyor mu?

Sırbistan’ın para birimi Sırp Dinarı (RSD). Alışveriş sırasında yalnızca Dinar ve kredi kartı kabul ediyorlar. Şehir merkezinde her köşe başında bulunan döviz bürolarından dövizinizi Dinar’a çevirebilirsiniz. 1 Euro’nun 120 Dinar etmesi sebebiyle bu işlem sonrası Dinar zengini oluyorsunuz 🙂

Belgrad eğlence hayatı nasıl?

Tabi özellikle Temmuz ve Ağustos aylarının avantajı Belgrad’ın Avrupa’nın bir numarası olarak gösterilen gece hayatı. Özellikle Sava Nehri kıyısında kurulmuş splav adı verilen yüzer diskolarda hayat hiç durmuyor. Daha dingin bir şeyler isterseniz canlı rock müzik çalan son derece kaliteli bir ortam Tramvaj Barı tavsiye edebilirim.

Belgrad’da görülmesi gereken 10 yer

1. Belgrad Kalesi ve Kalemeydan

Knez Mihailova Cadde’sini gezdikten hemen sonra karşınıza çıkıyor Kalemeydan. İçerisinde harika çeşmeler ve heykeller bulunduran bu parkta dinlenip hemen ardındaki Belgrad Kalesi’ne geçebilirsiniz. Tuna ve Sava Nehirlerinin kesiştiği çok stratejik bir noktada kurulu Belgrad Kalesi 2. ve 18. Yüzyıllar arası defalarca yıkılıp tekrar inşa edilerek bugünlere ulaşmış. Romalılar, Sırplar, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu’na yüzyıllarca ev sahipliği yapmış. Kale içerisinde Tika tarafından bakımı yapılan Osmanlı eserleri mevcut. Ünlü sadrazamlarımızdan Mora Fatihi Damat Ali Paşa’nın türbesi ve Sokullu Mehmet Paşa’nın yaptırmış olduğu çeşme kale içerisinde görülebilecek güzel eserlerimizden. Yine kale içerisinde nehirlere nazır uç bir noktada bulunan Belgrad Zafer Anıtı ise Sırpların 1. Balkan Harbi’nde kazandığı zaferden sonra dikilmiş. Kalenin en güzel yerlerinden biri ise direk İstanbul yönüne bakan İstanbul kapısı ve hemen girişin ardında yer alan Avusturya-Macaristan mimari izleri taşıyan saat kulesi. Kalenin yukarı kesimlerinden harika fotoğraflar çekebilir, muhteşem manzara karşısında uzanıp dinlenebilirsiniz. Yine kale içerisinde yer alan açık hava savaş müzesi ilginizi çekebilecek noktalardan. Meydanı ve kaleyi gezdiren bir de şirin tren mevcut. Sıcak havada yorulanlar için ekonomik ve eğlenceli bir çözüm.

2. Knez Mihailova Caddesi

Adını bir Sırp Prensi’nden alan bu cadde, şehrin kalbinin attığı yer konumunda ana alışveriş caddesi. Bizdeki İstiklal Caddesi’nin benzeri olan cadde üzerinde, en ünlü markaların dükkanları, onlarca kafe ve restoran, hediyelik eşya satan yerler, hünerlerini sergileyen sokak sanatçıları ve birbirinden mimarilere sahip binalar görmek mümkün. Belgrad Kalesi’ne gidilecek günün başlagıç ve bitiş noktası olarak planlanabilir.

3. Skadarlija Caddesi

Belgrad’ın belki de en güzel sokağı. Yıllarca şehrin sanatçılarına ev sahipliği yapmış Bohem sokak, Paris’teki Montmarte’yi andırıyor. Buraya mutlaka bir akşam yemeği için gelmeli çiçeklerle süslenmiş restoranlarda fotoğraf çektirmelisiniz. Tavsiyem et yemekleriyle ünlü Two Deers Restaurant ve hemen karşısında çiçekleri ve canlı yerel müziğiyle dikkat çeken Šesir moj (My Hat) Restaurant.

4. Aziz Sava Katedrali

Belgrad’ın en ihtişamlı yapısı. Buraya Belgrad’ın Ayasofya’sı desek yanlış olmaz. Devasa ve şehrin her tarafından dikkat çeken bir yapı. Sırp Ortodoks Kilisesi’nin kurucusu Aziz Sava’nın adını taşıyan ve yapımına 1894’te başlanan kilise, hala tam anlamıyla tamamlanabilmiş değil. İçerisinde çalışmalar sürüyor. Önünde oldukça hoş bir park bulunan kilise Belgrad’ın en önemli yapısı konumunda.

5. Cumhuriyet Meydanı (Trg Republike)

Belgradlıların buluşma noktası olarak adlandırılan bu meydan, Knez Mihailova’ya geçmeden önce ilk durağımız oluyor. Oldukça kalabalık meydanın her tarafında kafeler, restoranlar, müzeler, tiyatrolar gözümüze çarpıyor. Belediye otobüslerinin de önemli duraklarından bir tanesi. Daha önce burada bulunan ünlü Osmalı eserlerinden İstanbul’a giden yolun üzerinde kurulu İstanbul Kapısı’nın 1866’da yıkılmasından sonra bugünkü halini almış meydan.

6. Ada Ciganlija

Belgrad’da deniz yok diye üzülmeyin. Ada Ciganlija’ da dilediğiniz gibi güneşlenebilir, kendinizi Sava’nn serin sularına bırakabilirsiniz. Su sporları ve cesaretiniz varsa bungee-jumping de cabası 🙂

7. Beton Hala Bölgesi

Yine nehir kenarında konumlanmış bu bölge içerisinde Frida, Sakura and Iguana gibi Belgrad’ın en iyi restoranlarından bazıları bulunuyor. Nehir kenarında bir akşam yemeği için ideal. Fakat önceden rezervasyon gerekiyor.

8. Nikola Tesla Müzesi

Alternatif akımdan kablosuz elektrik iletimine yüzlerce buluşu olan Edison’un en büyük rakibi Ünlü Sırp bilim adamı Nikola Tesla’nın icatlarını görmekle kalmayıp aynı zamanda tecrübe edebileceğiniz küçük ama farklı bir müze. Girişi 500 Dinar. Saatbaşı rehberli turlar düzenleniyor. Özellikle İngilizce olanlarına katılabilirsiniz. Aksi takdirde çok bir anlam ifade etmeyecektir. Bilime ilgisi olanlar kaçırmamalı 🙂

9. Taşmeydan Parkı

Günün her vakti oturup kafa dinleyebileceğiniz 80.000 metrekare üzerine kurulmuş uçsuz bucaksız bir park burası. Belgrad’da çok hoş bir park kültürü ve yerli halkın buna büyük bir ilgisi var. Kitap okuyanlar, kahvaltı yapanlar, ailesiyle yürüyüş yapanlar, köpeklerini gezdirenler kısaca herkes parklarda. Taşmeydan da bunu en güzel örneği.

10. St Mark Kilisesi

Taşmeydanın hemen sonunda karşımıza çıkan bu görkemli yapı devasa boyutuyla bizi etkiliyor. 1835 yılında inşa edilen kilise 2. Dünya Savaşı’nda zarar görse de restore edilerek bugünlere ulaşmış. İçerisindeki gravürler de görülmeye değer.